Aksamüstü oturdum yol kiyisina Düsündüm Ne kalacak bizden geriye Balkan yaylasindan ve bozkirlardan Kafdaglarina giden su bulut Sonsuz mevsimlerle esmerlesen su toprak ve derin çinar agaci Biz yokken de vardi
Çocuklarin su gülen sari feneri Ayisigi Ve issiz balkonlarda Kirmizi biberlerle üzgün yaslilari Ayni mandalda kurutan günes Çayirda gölgeler birakacak Dalgin yeryüzünde çekilirken
Kalabalik çarsilara tortusu Çökecek Tüccarin kanpazarindan Mezarliga tasidigi paranin Degirmeni döndüren ter irmagi Kuruyunca ardinda tuz kalacak Ve bir ani öfkeli isçilerden
Sinirli kediler bir tekir serit Olacak Ve bir çöl esintisi Dörtnala kaybolan arap atlari Bir çavdar haritasi çizecek Bozkiri terkeden tarla faresi Kus tüyleri gökyüzünün camini Buzlu yazilarla donatacak
Hersey degisiyor ama ne yapsak Duracak Tarihin uzun duvari Taslara kirmizi izler birakan Ve ayni kiyidan yürüyen köle Silecek kirallarin adini Gene de karanlik dag baslarinda Yarin bir kin gibi hatirlanacak Kanli soy agacinin dallari
Kiraz ve kamistan kavalimizin Sesleri Dagiliyor havada Bir kuyu agzindan geçiyor gibi Rüzgari mor fistanli zamanin Bu güzel sarki da unutulacak Kiyimlar acilar kanlar içinde Savrulurken yasadigimiz günler Bu soruyu mutlaka soracaksin
