size bakmanin tarihi! siz bir gonca kadar kendiliginden yazilmis olmalisiniz derin, korkunç ve ergen kalbim, sevdalara sigmayan kalbim bir dagi içeriyor geçerken siz o daga sanki kis ve sanki bildir yagan karsiniz umarsiz sözcüklere bulanmis
size bakmanin tarihi! siz bir keteni köpürten yaz ve inanilmaz yalnizliklarsiniz; sadece sizin olan o vahim, o beyaz ve kuytu gurbet sesleriyle islenmis yazdiklariniz ve yanik, kavrulmus dizelersiniz kimbilir hangi sevdalara dolanmis
size bakmanin tarihi! bir kalbime güvensem sizi hep okurdum ben... ama nedense hep ayni hüzün ve hep ayni tutkuyla bakmayi bilmediginden, ne yapsam bir ilenç, bir kargis gibi ardimsira geliyor sairligim o solgun yolculuga adanmis