Kentin Kenar Mahallelerinde Şiiri » Şair » Attila Jozsef
Kentin Kenar Mahallelerinde
- Kenar mahallelerinde yaşadığım kentte,
- akışı içinde alacakaranlığın,
- çoğalır yarasalar ufacık ufacık,
- isten kara yumakların yarasaları,
- sanki uçsuz bucaksız kuş gübresi
- ağır bir halı gibi yayılır ortalığa.
- Çağdır bu, ruhumuzda yayılan.
- Ağır soluğu altında rüzgârın
- çuval parçaları, geniş ve katı,
- ve dalga dalga inen yaÄŸmur,
- temizpak eder olukların çinkolarını.
- Ama acılar boşuna çekip koparır
- taştan etleri yüreklerimizden.
- Kanın da yıkaması boşuna. Biz halkız,
- yeni halk, bir başka kalabalık.
- Haykırılır sunmak için başka sözcükler,
- uzar saçlarımız başka biçimde.
- Ne tanrıdır bizi yaratan, ne de akıl,
- ama baÅŸka nedenler var bizi yaratan:
- Bu aşağlık topluluğun fırınında bizi
- eriten tek gerçek, madde:
- Kömür, yağ, çelik, ve aynı biçimde -
- sağlam tutsun diye bütün kardeşlerimizi
- üstünde uçsuz bucaksız toprağımızın.
- Böylece devralıyoruz nöbeti
- keÅŸiÅŸlerden, askerlerden, soylulardan
- ve kavrayarak tüm yasaları işte.
- İnsanı düşlerden eden
- bir kemanın, ah, derin sesi! -
- şakır durur içimizde aralıksız.
- Dünyanın doğuşundan bu yana
- şiddetin böylesi görülmedi,
- gene de görülesi bir şenlik
- yıkıcı atılışlara yol açan:
- Açlık, kolera, savaşlar ve sorgu yargıçları
- büyük salgın halindeydi bir vakitler.
- GeleceÄŸin galibi, ÅŸu horlanmada,
- ne daha çok acı çekti bizden,
- ne de aşağılanmış alnını gördü
- yıldızlı gökkubbe altında.
- Biz afaroz altında ezildiydik o vakit
- ve bir şeyler anlattıydı bize toprak.
- Sadıktı eskiden hayvan. Oysa
- tok şimdi makinanın karnı.
- Gölün üstündeki en alt buz tabakası
- nazik köyler batar gider,
- çatlar kentlerimizin duvarındaki alçı,
- buz yuvarlanır ve gökyüzü gümbürder.
- Kim evcilleştirecek onu? Köylü mü
- evcilleştirecek çoban köpeğini?
- Onun da beÅŸiÄŸi oldu bizim beÅŸik,
- bölüşmüştük biz de onun hayatını.
- Ne kadar tatlı! Haykırın var gücünüzle!
- Bize yabancı değil adı onun.
- Siz diz çökmeye hazırsınız,
- yalvarmaya alçakgönüllü dualarla ona.
- Oysa hepinizindir, o bilmez,
- o, sizin yaşlı hizmetkarınız.
- Kimi istediyse aramızdan
- bir güzel besledi onu.
- Biz, maddenin çocukları,
- inançlıyız ve omuz omuza.
- Yüceltin yüreğimizi! Verir o
- ışığa doğru yüceltene kendini.
- Ama ÅŸimdi anlamak gerekir
- ve bölüşmek yoksulluğumuzu.
- Fabrikanın üstüne yüceltelim yüreğimizi,
- isle kapkara bu yürek ve yaygın.
- Hiç kimse görmez onu, eğer görmediyse o
- bir maden köpüğü uçuşunun bağlandığını güneşe,
- hiç kimse duymaz onu, eğer duymadıysa o
- toprağın altında saklı gürültüleri.
- Ayağa kalkın! Daha yukarıya! Titretiyor
- duvarları, parçalanmış ülkelerde o!
- Azgın fırtına soluğumuz bu bizim,
- duvarları tekmeler, çiğner geçer.
- Yüceltelim yüreğimizi! Kanatlansın yüreğimiz!
- Sıyrılsın gitsin gökyüzüne dumanı!
- Bekleyelim. aydınlansın içimizde
- her şeyin sonunda çözüme varacağı
- bir düzenin yaratıcı yetisi:
- Ölümsüzlük, doğurgan güçler,
- bakışlarımız altında eriyip giden
- karanlık anaforlu içgüdüler.
- Kenar mahallelerinde kentlerin
- duyulur şairin kardeşçe türküsü.
- Åžuraya bak, ey, ÅŸuraya bak,
- yağlı, ağır is nasıl ufalanır,
- kuş gübresi gibi nasıl yayılır ortalığa.
- Artık hiçbir şey durduramaz onu.
- Bu gıcırdayan sözcükler uyanan şairden gelir.
- Ama vurur garip damgasını da
- her zerresine düşler mühendisinin,
- ve bağlanır gelecek çağlara.
- Sizin de çabalarınızda tutacağınız yol misali,
- uyumu sağlayan onun içindedir.
Şair » : Attila Jozsef | Tarih: 05.05.2021 Makale Okunma Hiti : 425 ~]
| |