Yasam akip giden, ögütülen bir sey degildi senin için. Bir tür “nimet”ti. Her âni, yönü, zamani, nesnesi, mekâni, dili, duygusuyla besleyen ve beslenendi.
Buna katilarak yasamayi dilevini kurarak ögrenmistin.
İnsana gitmek bütün kapilarini açandi. Ve büyük yasamak denileni de ögretendi.
İnsana gitmeyen insani anlamaz, yeryüzünün dilini ögrenemez.
Nasil ki bir anadili var insanin, bir de yasamak/anlamak ve insana gitmek dili vardir.
Kendini hep bu soy yasamalarin bahçivani gibi gördün. Gittigin insani da bir bahçe gibi bildin aslinda. Orada ortak bir çocukluk agaci dikerek, onu birlikte asilayarak büyütmek, sonra baska baskalarini filizlendirmek…
Bu, baslangiçta kola
içerigin devami sadece üyeler içindir!